Mansplaining Kadını Nasıl Etkiliyor?
Kadın, yüzyıllardır bir konudan dert yanıyor ve bu vebayı da başından
bir türlü atamıyor. Öyle bir veba ki bu, kadınlara çeşitli öğütler vererek
onları baskı altında tutmaya, onları stres ve sıkıntıya sokmaya devam ediyor.
Bu hastalığın adı ‘Mansplaining’. Hangi kıyafeti giymeleri gerektiğinden hangi
sporu yapmaları gerektiğine kadar; hangi mesleği yapmaları gerektiğinden hangi
toplumsal faaliyetlerde yol alacaklarına kadar pek çok konuda kadınlara
‘öğretmenlik’ taslayan bir erkeklik durumu bu. Bu çalışmamızda mansplaining
kavramı üzerinde duracak ve mansplaining’in kadınlar üzerindeki etkisini
açıklayacağız.
‘Mansplaining’ Ne
Anlama Gelmektedir?
Bu kavramı ilk olarak feminist yazar Rebecca Solnit’in kullandığı ve
feminist sözlüğe eklediği bilinmektedir. Kavramın en bilinen ve doğru tanımı
ise şu şekildedir: ‘’Daima kendisini
yücelten beyaz erkek sendromu.’’(1) Man ile explain
sözcüklerinin birleşiminden oluşan bu kavramı ‘erkek açıklaması’ olarak da açıklayabiliriz.
‘Beyaz erkek sendromu’ olarak
literatüre geçmesinin sebebini de açıklamak gerekir. Ortodoks feministler beyaz
erkeğe yönelik olarak bu kavram üzerinden egemen sisteme eleştiride bulunurlar.
Çünkü egemen sistemin merkezi o dönem ‘beyaz
erkek’tir. Siyahi erkekler feministler için ezilen bir kesimi ifade
etmektedir ve özgürlük mücadeleleri ile tüm ezilenlere örnek olmuşlardır. Yani
kavramın ‘beyaz erkek’ odaklı olması tarihsel süreç boyunca beyaz erkeklerin
egemenliğinden, üstünlüğünden kaynaklanmaktadır.
Mansplaining Günlük
Hayatta Karşımıza Nasıl Çıkmakta?
Başlangıçta da belirttiğimiz gibi mansplaining kadınlara işten yemeğe,
kıyafetten günlük yaşantıya kadar birçok konuda baskı yapmakta. Günlük hayatta
her kadın bu kavram ile yüzleşiyor fakat bu konuda genel bilinç olmadığından
aslında küçük görüldüğünün farkına bile varamıyor. Kavram, uyandığımız andan
itibaren başlıyor aslında.
Uyandınız, kahvaltı
hazırlıyorsunuz ve erkek arkadaşınız/abiniz/babanız size gelip iyi bir
menemenin nasıl olması gerektiği konusunda bilgiler veriyor. Halbuki zaten
aylardır/senelerdir o kahvaltıyı siz hazırlıyorsunuzdur… İşe/okula
gideceksiniz, kıyafetlerinizi giydiniz ve birden ev içindeki erkek birey
kıyafet konusunda size öğüt vermeye veya sizi aşağılamaya başlıyor: ‘’Bu biraz spor kalmamış mı?’’, ‘’Bu biraz
dekolteli değil mi?’’, ‘’Bu çok ilgi çekici, değiştirmelisin.’’ Arabanıza
bindiniz, güvenli bir biçimde iş yerinize/okulunuza varmak üzeresiniz ve
yoldaki diğer arabalar yanlış bir şey yapmasanız da size korna öttürüyor.
Trafikte yanlış bir şey yaptığınızı düşünüyorsunuz fakat aslında durumun sizin
doğru veya yanlış araba kullanışınızla bir ilgisi yok. Gideceğiniz yere
vardınız ve mansplaining sebebiyle daha çok boğulmaya başlıyorsunuz. Bu sefer
yaptığınız iş, okuduğunuz bölüm ve daha birçok şey hakkında küçük görülmeye
başlanıyorsunuz.
Bunlar sadece günlük yaşantıda her kadının başına gelenler. Bazen iş
öyle bir noktaya ulaşıyor ki buna maruz kalan kadın şaşkınlıktan ağzını bile
açamıyor. Şimdi kadın bir sözlük yazarına göre mansplaining’in ne anlama
geldiğini ve bu konuda başına gelen bir olayı inceleyelim: ‘’Genelde kadınların bilgisizlikten değil,
‘’Bu konuda bile ukalalık yapabiliyor.’’ diye hayretten cevap veremediği, erkek
tarafından biz ‘hiçbir şey bilmeyen kadınlara’ yapılan açıklamalardır. Bir
keresinde benden kıdemli konumdaki bir erkek, regl sancısının öyle değil de
böyle olduğunu açıklayarak beni cevap veremeyecek kadar hayret içinde
bırakmıştı.’’(2)
Tüm bunların kadınlara özgü olmadığını, mansplaining’in kadınlar
tarafından erkekler üzerinde de uygulandığını söyleyenler var. Hatta buna ‘womansplaining’ demekteler. Şunu
unutmamalılar ki asıl sorun yüzyıllardır süregelen toplumsal düzen: Ataerkil
düzen içerisinde kadının ezilmediği, küçük düşürülmediği tek bir döneme
rastlayamayız.
Mansplaning’ten Kurtulmanın Bir Yolu Var Mı?
Simge ARMUTÇU, 10.01.2019
(1): ‘’Endlessly
pontificating white male syndrome.’’
(2): Ekşi Sözlük yazarı
‘Wartenberg’
(3): Marksist feminizm:
‘’Marksizm ve feminizmin bileşimi olan feminist harekettir. Bu harekette
kadınlar sosyal haklar konusunda kararlı çalışmalar yürütmüşlerdir. Burada asıl
amaç kapitalist sistemin üstesinden gelebilmektir. Çünkü içerisinde ezildikleri
bu düzenin başlıca sorumlusu kapitalizmdir.’’
Yorumlar
Yorum Gönder